Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın geçtiğimiz günlerde katıldığı bir televizyon programında yaptığı açıklamalar, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Fidan, 4-5 yıl önce kendisine yönelik bir suikast girişimi yaşandığını, yapılan tahlillerde ağır arsenik ve cıva maddelerine maruz kaldığının ortaya çıktığını açıkladı.
“Zehirlendik, Tedavi Gördük”
24 TV canlı yayınına konuk olan Bakan Fidan, yaşadığı olayla ilgili olarak, "Zehirlendik de tedavi de gördük. Ağır arsenik ve cıva verildim. Bir yerde olmuş, sonra tahlillerde ortaya çıktı. 4-5 sene oluyor" sözleriyle yaşananları ilk kez kamuoyuyla paylaştı. Zehirlenmenin detaylarını daha önce açıklamadığını belirten Fidan, olayın ardından iki yıl süren bir tedavi süreci geçirdiğini vurguladı.
Kim Yaptı Sorusuna Net Yanıt: “O Detaylara Girmeyelim”
Fidan, suikast girişiminin arkasında kimin olabileceğine dair soruya ise dikkat çeken bir cevap verdi: "O detaylara girmeyelim. O, dışarılarda olan konular. Sadece içeride düşman yok, her yerde düşman var." ifadelerini kullanan Fidan, bu tür tehditlerin kendisini yolundan döndürmediğini de belirtti: "Zaten bu vatana hizmet etmek için varız. Karakter suikastı da yapacaklar size, fiziksel suikast da yapacaklar."
Zehirleme Yurt Dışında mı Gerçekleşti?
Konuya ilişkin yeni detaylar, Yeni Şafak yazarı Yahya Bostan tarafından kaleme alınan bir köşe yazısında yer aldı. Yazıya göre, zehirleme girişiminin yurt dışında bir ülkede gerçekleştiği tahmin ediliyor. Suikastın, civa buharı yoluyla gerçekleştirilmiş olabileceği belirtilirken, henüz fail veya failler hakkında net bir bilgiye ulaşılamadığı ifade edildi.
İki Yıl Tedavi, Kritik Süreçte Gelmiş
Zehirlenmenin, 2020 ya da 2021 yıllarında meydana geldiği değerlendirilirken, bu dönemin Türkiye açısından jeopolitik anlamda yoğun bir süreç olduğu vurgulandı. Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de çeşitli aktörlerle karşı karşıya geldiği, Libya’daki varlığını güçlendirdiği, Karabağ meselesine aktif destek verdiği ve Suriye-Irak hattında terörle mücadele yürüttüğü dönemle örtüşen bir zamanlama dikkat çekti.
Bostan, dönemin karmaşıklığını şu ifadelerle özetledi:
“Tüm aktörler nüfuz artırmak ve yeni nizamda söz sahibi olmak için kılıçlarını çekmişti. Hasım çoktu. Ankara’daki karar alıcılar hedefti.”
Gizli Kalan Başka Girişimler de Olabilir
Bostan’ın yazısında dikkat çeken bir diğer unsur ise, Fidan’ın yaşadığı olayın tek örnek olmayabileceği ihtimaliydi. Yazıda, Türkiye’nin önde gelen diğer isimlerine yönelik benzer girişimlerin yaşanmış olabileceği, ancak kamuoyuna açıklanmadığı ifade edildi.
Hakan Fidan’ın açıklamaları, sadece bir suikast girişimini değil, aynı zamanda Türkiye’nin son yıllarda karşılaştığı karmaşık jeopolitik baskıların da bir yansıması olarak değerlendiriliyor.
