Hindistan ve Pakistan neden savaşıyor? Bitmeyen Keşmir sorunu nedir?

Hindistan ve Pakistan neden savaşıyor? Bitmeyen Keşmir sorunu nedir?

Keşmir, Hindistan ve Pakistan arasında yaklaşık üç çeyrek asırdır çözüme kavuşamayan, büyük acılara ve dört savaşa neden olan bir kriz noktası olmaya devam ediyor. Bu ihtilaf, yalnızca iki ülkenin değil, bölge güvenliğinin de en büyük tehditlerinden biri olarak öne çıkıyor.

Bölünmenin Ardından Başlayan Gerilim

1947’de İngiltere'nin Güney Asya’dan çekilmesiyle birlikte bağımsızlıklarını kazanan Hindistan ve Pakistan arasında, Keşmir’in statüsü konusunda bir uzlaşı sağlanamadı. Yüzlerce prenslikten biri olan ve nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan Keşmir, Hindu hükümdar Hari Singh tarafından yönetiliyordu.

Singh, bağımsızlık sonrası Hindistan’a mı yoksa Pakistan’a mı katılacağına karar veremedi. Ancak Pakistan’dan gelen saldırılar üzerine Hindistan’dan yardım istemek zorunda kaldı. Bu yardım karşılığında 26 Ekim 1947 tarihli Katılım Anlaşması ile Keşmir, Hindistan’a bağlandı ve ilk Hindistan-Pakistan savaşı patlak verdi.

BM’nin Plebisit Çağrısı ve Uygulanmayan Karar

Savaşın ardından mesele 1948’de Birleşmiş Milletler’e taşındı. BM, 21 Nisan 1948’de Keşmir halkının hangi ülkeye katılmak istediğine dair bir referandum yapılması çağrısında bulundu. Ancak Hindistan, Pakistan askerleri bölgeden çekilmeden plebisitin yapılamayacağını savundu. Pakistan ise asker çekmenin Hindistan’a üstünlük sağlayacağını düşünerek bu öneriye sıcak bakmadı. Sonuç olarak, halkın iradesine başvurulması yönündeki bu karar hiçbir zaman uygulanmadı.

Çin Faktörü: Üçüncü Tarafın Dahil Oluşu

1962’de Çin ile Hindistan arasında çıkan savaşla birlikte bölgeye üçüncü bir aktör daha dahil oldu. Pekin, Tibet’in uzantısı olduğunu iddia ettiği Aksai Çin bölgesini işgal etti. Ardından Pakistan, kendi kontrolünde bulunan Keşmir’in küçük bir bölümünü 1963’te Çin’e devretti. Böylece Çin de Keşmir meselesinin taraflarından biri haline geldi.

1980’lerden Günümüze: Ayaklanmalar, İnsan Hakları İhlalleri ve Nükleer Gerilim

1980’li yılların sonlarına doğru Hindistan’ın kontrolündeki Cammu Keşmir’de kitlesel ayaklanmalar başladı. Bu süreçte çok sayıda suikast, adam kaçırma ve saldırı gerçekleşti. Hindistan, bu olayları Pakistan’ın teşvik ettiğini ileri sürerek bölgeye ek güvenlik güçleri gönderdi. Ancak bu süreçte Hint güvenlik güçlerinin insan hakları ihlalleri uluslararası kamuoyunun da dikkatini çekti.

1990’ların sonlarına gelindiğinde ise her iki ülke art arda nükleer silah denemeleri yaptı. Bu durum, olası bir savaşın yıkıcı boyutlara ulaşabileceği endişesini artırdı. 2000’li yıllarda başlatılan diyalog süreçleri ise kalıcı bir barış getiremedi.

Modi Yönetimi ve 370. Maddenin Kaldırılması

Hindistan Halk Partisi (BJP), 1990'lı yıllardan bu yana Cammu Keşmir’e özel statü tanıyan Anayasa’nın 370’inci maddesini kaldırmayı hedeflediğini açıklıyordu. Hindu milliyetçisi çizgisiyle bilinen BJP, 2014 yılında Narendra Modi liderliğinde iktidara geldi ve bu hedeflerini hayata geçirmeye başladı.

5 Ağustos 2019’da, Hindistan hükümeti, 370. maddeyi yürürlükten kaldırarak Cammu Keşmir’in özel statüsüne son verdi ve bölgeyi ikiye ayırarak Cammu Keşmir ve Ladakh adında iki ayrı “Birlik Toprağı” haline getirdi.

Bu adımın ardından, bölgede sıkı güvenlik önlemleri alınarak sokağa çıkma yasakları, iletişim kısıtlamaları ve çok sayıda siyasetçinin gözaltına alınması gibi uygulamalar devreye girdi. Gözaltına alınanlar arasında eski başbakanlardan Faruk Abdullah, Ömer Abdullah ve Mehbuba Müfti de yer aldı.

Nükleer Çatışma Riski ve Uluslararası Endişe

Pakistan, Hindistan’ın bu adımlarına karşı diplomatik ve askeri tepkiler gösterdi. Özellikle nükleer silahların kullanılması ihtimali, yalnızca Güney Asya için değil, dünya barışı açısından da ciddi endişelere neden oldu.

Keşmir Dayanışma Günü: Pakistan’dan Sembol Niteliğinde Mesaj

Pakistan, 1989 yılından itibaren her yıl 5 Şubat’ı “Keşmir Dayanışma Günü” olarak ilan etti. Bu gün, Cammu Keşmir’de Hint yönetimi altında yaşayan halkla dayanışma gösterilmesi, onların kendi kaderini tayin etme hakkının desteklenmesi ve çatışmalarda yaşamını yitiren sivillerin anılması amacıyla kutlanıyor.

Cennet Vadi Barış Bekliyor

Keşmir, doğal güzellikleriyle “cennet vadi” olarak anılsa da, 70 yılı aşkın süredir süregelen ihtilaf ve şiddet nedeniyle gerçek bir barışa hasret. Güney Asya’da kalıcı bir istikrarın yolu, bu kronik sorunun adil ve kapsayıcı bir şekilde çözülmesinden geçiyor.

Önceki Haber İki hilalin savunma ortaklığı Pakistan ordusuna güç katıyor
Sonraki Haber Papa 14. Leo hakkında sarsıcı suçlamalar: Geçmişteki skandallar gün yüzüne mi çıkıyor?
Benzer Haberler