PKK'nin fesih kongresi: DEM Parti'den 8 maddelik açıklama

PKK'nin fesih kongresi: DEM Parti'den 8 maddelik açıklama

Terör örgütü PKK’nin 5-7 Mayıs tarihleri arasında düzenlediğini duyurduğu 12. Kongresi, Türkiye’de siyasi tartışmaların merkezine otururken, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Merkez Yürütme Kurulu'ndan konuya ilişkin dikkat çekici bir açıklama geldi. Parti tarafından yapılan ve sekiz maddeden oluşan bildiride, kongrenin ardından doğabilecek toplumsal ve siyasal sürece dair kapsamlı değerlendirmelere yer verildi. Açıklamada, barış, demokratik çözüm ve toplumsal uzlaşı kavramları ön plana çıkarıldı.

Tarihi Bir Sürece Tanıklık Vurgusu

DEM Parti açıklamasının girişinde, Türkiye'nin yakın tarihinde kritik bir eşikte durulduğu belirtilerek, PKK’nin kongresiyle birlikte "elli yıllık çatışmadan barış ufkuna bir adım daha yaklaşılmış olduğu" ifade edildi. Açıklamada bu gelişme, “kadim topraklarımızın bağrında asırlardır özlemi çekilen barışın ve demokratik siyasetin yeniden filizlenmesinin ve gelişmesinin bir adımıdır” cümleleriyle değerlendirildi.

Ortak Acının Altı Çizildi

İkinci maddede, uzun süren çatışmalı süreçte hayatını kaybeden herkes için derin bir saygı ifadesi yer aldı. Açıklamada, “Acının rengi, dili ve kimliğinin olmadığını onlarca yıllık acı tecrübe hepimize göstermiştir. Bugün Türk’ün, Kürt’ün, Çerkez’in, Arap’ın, Alevi’nin, Sünni’nin, bütün kimlik ve inançların gözyaşları aynı denizde buluşmuştur” denilerek toplumsal yasın ortak bir değer olduğu vurgulandı. DEM Parti, tüm kayıpların anısını “kutsal bir emanet” olarak gördüğünü belirtti.

Demokratik Yaşam Çağrısı

Üçüncü maddede, Türkiye toplumunun “ortak ve eşit yaşam iradesini” her şeyin önüne koyması gerektiği savunuldu. Parti, demokratik toplum, özgür siyaset ve evrensel hukuk ilkelerine bağlılığını yineleyerek, “Artık hiçbir genç ne dağda ne şehirde toprağa düşmesin. Bu ülkede bundan böyle inkârın ve silahların değil siyasetin, öfkenin değil demokratik ve toplumsal uzlaşının, ayrılığın değil birlikte ve eşit yaşamın sesi yükselsin” ifadelerine yer verdi.

TBMM'ye ve Siyasete Sorumluluk Çağrısı

Açıklamanın dördüncü maddesinde, “onurlu bir barış ve demokratik çözüm” yolunda yeni bir sayfa açıldığı belirtildi. DEM Parti, bu süreçte Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) başta olmak üzere tüm demokratik siyaset kurumlarının sürece dâhil olması gerektiğini savundu. “Toplumsal barışın inşası için Meclis’in önünde duran tarihsel görev, hiçbir siyasi hesabın gölgesinde kalamayacak kadar mukaddestir” denilerek, barışın kurumsal ve yasal zeminle desteklenmesi gerektiği vurgulandı.

Yürütme Organına Açık Mesaj

Beşinci maddede yürütme erkine hitaben, barış sürecinin başarıya ulaşması için yürütme organının da “tarihi sorumluluğunu yerine getirmesi” gerektiği ifade edildi. Bu vurgunun, sürecin resmî düzeyde sahiplenilmesi yönünde bir çağrı niteliği taşıdığı dikkat çekti.

Teşekkür Mesajları ve Siyasi Aktörlere Atıf

Altıncı maddede dikkat çeken ifadeler yer aldı. DEM Parti, “Bu sürecin gelişmesinde tarihi bir sorumluluk üstlenen Abdullah Öcalan’a; barışın bedelini canlarıyla, evlatlarıyla, gözyaşlarıyla ödeyen Türkiye halklarına; çözüm iradesine destek sunan Sayın Devlet Bahçeli’ye ve bu iradeye sahip çıkan Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’a ve sürece olumlu yaklaşan ana muhalefet lideri Sayın Özgür Özel olmak üzere tüm muhalefet liderlerine teşekkürlerimizi sunuyoruz” ifadeleriyle hem kamuoyunu hem de siyasi aktörleri şaşırtan bir söylem geliştirdi.

Bu süreçte en önemli görevin “barışı koruma, inşa etme ve geleceği bugünden kazanma” olduğu belirtilerek, sivil toplum örgütlerinden vatandaşlara kadar herkesin sürece dâhil olması gerektiği ifade edildi.

Barış Sürecine Kararlılık Vurgusu

Açıklamanın yedinci maddesinde ise, DEM Parti’nin bu süreçteki duruşunu netleştiren şu ifadeler yer aldı: “Gerçekle yüzleşmekten, adaleti tesis etmekten kaçmayacağız; kaybettiklerimizin ruhunu incitecek hiçbir adıma, süreci zedeleyecek hiçbir söyleme, barışın yolunu kesecek hiçbir eyleme asla izin vermeyeceğiz.” Parti, eşit yurttaşlık, demokratik siyaset ve barış ilkelerine bağlılığını yineledi.

Yeni Bir Başlangıç Mesajı

Sekizinci ve son maddede, sürecin bir son değil “yeni bir başlangıç” olduğu vurgulandı. Açıklama, barış ve halkların kardeşliği için mücadele eden isimlerden biri olan Sırrı Süreyya Önder’in anılmasıyla sona erdi: “Bu irade beyanımızı, ömrünü barışa ve halkların kardeşliğine adamış, yüreği hep ezilenlerin yanında atmış sevgili yol arkadaşımız Sırrı Süreyya Önder’i bir kez daha anarak tamamlıyoruz.”

Önceki Haber İspanya’da Türkiye için tarihi akademik adım: Madrid’de “Türkiye çalışmaları kürsüsü” açıldı
Sonraki Haber Maydonoz Döner’e bir perasyon daha: “RTB” Oyunu deşifre edildi
Benzer Haberler